ANLAMAK VE ÖĞRENMEK

                     Anlamak ve öğrenmek birbiri ile yakın ilişki içerisinde olduğundan pek çok zaman eş anlamlı kelime gibi düşünülür ve bu bizleri bir yanlışa sürükler.

                     Anlamak herhangi bir konu hakkında bilgilerin tarafımıza anlatılması veya izlettirilmesi ile adı geçen konu ya anlaşılır ya da anlaşılmaz. Anlaşılmayan konu hakkında tekrar konunun izlenmesi – dinlenmesi gerekebilir. Bu şekilde anlaşılmasının ardından ancak öğrenme safhasına geçilebilir. Yani anladıklarını uygulama safhası.

                   Bu süreçte anladıklarımızın kalıcı hale gelmesi için uygulama yapmamız gerekmektedir ki ne kadar anladığımız ortaya çıksın. Hatta bu süreçte anladıklarımızı uygularken zaman zaman hata veya hatalarda yapmamız mümkündür. Bu hataları azaltmak için de bolca pratik yapmak gerekir. Uygulamaya yapmaya başladığımız an itibariyle öğrenme süreci başlar. Ne kadar çok anladıklarımızı uygularsak o kadar iyi öğreniriz. Bu durumda da öğrendiklerimizi unutmamız pek kolay olmaz. Halbuki pek çok konuyu çok iyi olduğumuz şekilde anladığımız halde uygulama yapılmamış konular unutulmaya mahkumdur. Bunun istisnası olan bazı kişilerin ki fotografik hafızası (gördüklerini resim şeklinde beynine kaydedebilme yeteneği) olan bazı kişilerin gördükleri veya duydukları bir şeyi unutmamaları gibi bir yetenekleri olduklarını biliyoruz ancak bu kişinin çok özel bir yeteneğinin olmasından kaynaklıdır ve herkeste olması beklenemez.

                Anlama ve öğrenme konusu üzerindeki yanlışlar özellikle öğrenciler ve veliler tarafından hatta zaman zaman öğretmenler tarafından da yapılır. Örneğin” Ders derste öğrenilir” gibi bir söz vardır ki bu söz öğretmenler tarafından da sıklıkça kullanılır ancak derste öğrencilere uygulama yapma fırsatı vermeyen veya bulamayan öğretmenler bu sözü söylerken bir yanlışa düşmektedirler. Çünkü sınıf içerisinde uygulama fırsatı bulamamış öğrencinin çok iyi anlamış da olsa anladığı dersin uygulamasını yapmadan öğrenme şansı yoktur.

                Özellikle Matematik veya matematiksel işlemler gerektiren veya matematiksel problemlerle çözülebilen dersler için bu anlattıklarım konusunda sanırım hem fikir olduk. Bu yüzden ben dersi derste çok iyi öğrendim dememizin pek de mümkün olmadığını gördük. Hatta müfredat yetiştirmek konusu söz konusu olduğunda öğretmenlerin zorunluluktan ötürü derste uygulama yaptırması pek de mümkün olmamaktadır. Bu açmazdan çıkmanın yolu önce derslerde anladığımız  konularla ilgili istisnalar haricinde aynı gün uygulama yapılarak öğrenmenin yolunun açılması gerekmektedir. Aynı gün yapılmayan uygulamalarda maalesef her gün üzerine yeni bilgiler konuldukça derste çok iyi bile anlaşılmış olsa öğrenme süreci başlamadığı için unutulmaya başlanacaktır.

                “Ediz Hoca ile” programlarında da bu düşünceden yola çıkılarak bütün gün tek bir ders ile konu bölümlere ayrılarak ve her bir bölüm sonrasında uygulamaları öğrencilere yaptırarak ve de son olarak yapamadıkları soruları her çözdükleri testin sonunda çözerek ilerleme sağlanmaktadır. Bu işleyen sistemin en kısa zamanda Milli Eğitimimizde yerini almasını ümit etmekteyim.

                Saygılarımla ..

                                                                                                                                              EDİZ HOCA

Ücretsiz bilgi almanız için sizi arayalım!