KÖS (Kişisel Öğrenme Stilleri)

Her bireyin kendine ait öğrenme şekilleri vardır. Bunları zaman içerisinde deneme yanılma yöntemiyle de öğrenebildiğimiz gibi bu konuda bir takım testlerle de bunun öğrenilmesi mümkündür. Bu konuda da Ediz Hoca Eğitim Koçluğu olarak hizmet almak isteyen öğrenci ve velilerimize yardımcı olmaktayız.

İnsanlar genellikle 3 yoldan bilgi edinirler.

  1. GÖRSEL : Görerek ve okuyarak öğrenmeyi tercih ederler. Kendi kendine okuyarak öğrenirler. Renkli şeyleri, grafik ve haritaları tercih ederler.

  1. İŞİTSEL : İşiterek, dinleyerek ve tartışarak öğrenmeyi tercih ederler.

  1. KİNESTETİK (Dokunsal) : Bazılarının aklında hareket enerjisi daha iyi kalır. Bunlar öğrenecekleri şeylerle fiziksel temas kurarak, yaparak öğrenirler. Kinestetik gezme, pandomim, vs.yi kapsar.

Bunlardan hangisinin veya hangilerinin kişiye uygun olduğunun saptanması öğrenme konusunda zorlanan öğrenciler için nasıl çalışmaları gerektiği konusunda iyi bir referans noktası olacaktır. Bu ise kendisi için doğru olan çalışması için gerekneleri yaptığında daha hızlı sonuç almasını sağlayacak ve ders çalışma şevkini arttıracaktır.

         1. GÖRSEL ÖĞRENCİLER (GÖRDÜĞÜNE İNANANLAR)

Doğal olduğu yerler

İyi giyinir, ayrıntıları ve renkleri hatırlar, okumayı, yazmayı sever, insanların yüzünü hatırlar ama isimlerini unutur. Yazılarda görülen isimleri hatırlar, zihinsel (görsel) imgeler yaratır.

Problem çözme yolları

Talimatları okur, problemleri listeler, düşünceleri düzenlerken grafiksel malzemeler kullanır, akış kartları kullanır, kağıt üzerinde grafiksel çalışmaları görür ve akılda canlandırır.

Değerlendirme ve test etme ihtiyacı

Görsel-yazılı testler, araştırma raporları, yazılı raporlar, grafiksel gösterimlerden yararlanır. Yazılı sınavlarda başarılıdır.

En iyi öğrenme yolları

Not alarak, liste yaparak, öğrenilecek bilgileri okuyarak, bir gösteriyi izleyerek öğrenir. Kitaplardan, video filmlerinden ve basılı materyallerden yararlanır.

Okuma / çalışma özellikleri

Eğlenmek veya dinlenmek için okur, uzun süre çalışamaz, çalışma sırasında sessiz ortam ister, hızlı okur, kelimelerin sesinden ziyade yazılı şeklini hatırlama.

Okuldaki güçlükleri

Ne yapılacağını görmeden hareket etmekte zorlanır. Gürültülü ve hareketli çevrede çalışamaz. Ses akort edemez. Görsel resim ve malzeme olmadan öğretmeni dinleyemez, öğretmenin hoş olmayan görüntüsü ile ilgilenir. Sıkıcı ve düzensiz bir sınıfta çalışmak istemez, konsantrasyonu bozan florasan ışığı altında çalışmaktan verim alamaz.

Genel değerlendirme

Özel yaşamlarında genellikle düzenli olurlar. Karışıklık ve dağınıklıktan rahatsız olurlar. Dağınık bir masada çalışamazlar. Önce masayı kendilerine göre düzenlerler, daha sonra çalışmaya başlarlar. Kalem, silgi, kalemtıraş gibi araçlar için masada kendilerine göre yer belirlerler ve araç gereçlerini hep bu yerlerde tutarlar. Çantaları, dolapları her zaman düzenlidir. Yazmayı sevmeseler bile defterlerini düzenli ve itinalı kullanırlar. Düz anlatım denilen –okullarda dersi öğretmenin veya öğrencinin anlatması- yönteminden yeterince yararlanamazlar. Tam olarak anlaşılması için dersin görsem malzemelerle mutlaka desteklenmesi gerekir. Harita, poster, şema, grafik gibi görsel araçlardan kolay etkilenirler ve bu araçlardan öğrendiklerini kolay hatırlarlar. Öğrendikleri konuları gözlerinin önüne getirerek hatırlamaya çalışırlar.

      2.İŞİTSEL ÖĞRENCİLER (KONUŞAN DİNLEYEN ÖĞRENCİLER)

Doğal olduğu yerler

Doğaçlama (spontan) konuşur, ayaküstü düşünür, karşılaştığı insanların yüzlerini unutur ama adlarını hatırlar, kelimelerle ve dille çalışır, hafif sesli ortamlardan hoşlanır.

Problem çözme yolları

Tartışmalardan hoşlanır, seçenekler hakkında konuşur, bir durumda ne yapılacağını o durumu yaşayanlara sorar, hedefi sözle ifade eder, sözlü tekrarlar yapar.

Değerlendirme ve test etme ihtiyacı

Yazılılardan ziyade sözlülerde başarılı olur, projelerini sözlü olarak sunar, ne öğrendiğinin birileri tarafından sorulmasını ister. Şiir okumaktan, şarkı söylemekten hoşlanır.

En iyi öğrenme yolları

Yüksek sesle anlatım, bir öğretmeni dinleme, küçük ve büyük grup tartışması yapma, çalışma yerinde fon olarak sessiz müzik dinleme ile daha iyi öğrenir.

Okuma / çalışma özellikleri

Diyalog ve oyunları okuma, karşılaştırma için içten ve dıştan seslendirme, okurken ne okuduğu hakkında kendi kendilerine ve başkalarına konuşma ve yeni kelimeleri seslendirmede başarılıdır.

Okuldaki güçlükleri

Görsel öğrencilerden daha yavaş okur, uzun süre sessiz okuyamaz, okuduğu parçada resimleri umursamaz, okunması ve yazılması gereken zamana bağlı testlerde ayrıntıları görmede, sessizleştirilmiş ortamda yaşamada ve uzun süre sessiz kalmakta sıkıntı yaşar.

Genel değerlendirme

Küçük yaşlarda kendi kendilerine konuşurlar. Ses ve müziğe duyarlıdırlar. Sohbet etmeyi, birileri ile çalışmayı severler. Genellikle ahenkli ve güzel konuşurlar. Yabancı dil öğreniminde (konuşma ve dinleme becerilerinde) başarılıdır.

İlköğretim 1. ve 2. sınıflarında kendi kendilerine konuşmaları nedeni ile öğretmeni dinleyemezler. Bu özellikleri nedeni ile işittiklerini daha iyi anlamalarına rağmen bu şanslarını kaybederler. Göz ile okuma esnasında hiçbir şey anlamayabilirler o nedenle en azından kendi kulağının duyabileceği bir ses ile okumalarına izin verilmelidir. İşittiklerini daha iyi anlarlar. Daha çok konuşarak, tartışarak öğrenirler. Bilgi alırken dinlemeyi okumaya tercih ederler. Olay ve kavramları birinin anlatması ile daha iyi anlarlar. Grup ve ikili çalışmalarda konuşma ve dinleme olanakları olduğu için iyi öğrenirler. Hatırlamak istediklerini birisi kendilerine anlatıyor ya da söylüyormuş gibi işiterek hatırlarlar. Kaydedilmiş daha iyi hatırlarlar.

        3. KİNESTETİK ÖĞRENCİLER (HAREKET HALİNDE OLANLAR)

Doğal olduğu yerler

Çeşitli spor ve danslarla uğraşmayı sever, yarışmalardan ve maceradan hoşlanır, zorluklara meydan okur. Koşma, sıçrama, atlama, yuvarlanma ve büyük motor kasları kullanmayı gerektiren eylemlerden hoşlanır.

Problem çözme yolları

Harekete geçer daha sonra da sonuçlara bakarak plan yapar. Problemleri güç kullanarak (fiziksel olarak) çözmeye çalışır. Önemli ölçüde bedensel çaba gerektiren çözümler arar. Problemleri bireysel olarak veya çok küçük gruplarla çalışarak çözmeyi tercih eder. Deneme-yanılma ve keşfetme yoluyla öğrenir.

Değerlendirme ve test etme ihtiyacı

Performansa dayalı ve proje yönelimli değerlendirmelerde başarılı olur. Öğrencinin öğrendiği şeyi sergileme veya gösterme eğilimi vardır. Bir şeyi anlatmaktan ziyade nasıl yapılacağını göstermeyi tercih eder.

En iyi öğrenme yolları

Canlandırma, taklit yaparak, gezerek ve performansa dayalı öğrenmeyle iyi öğrenir. Küçük tartışma grupları ile öğrenir.

Okuma / çalışma özellikleri

Eğlenmekten ziyade anlamak için okur, bir şeyin nasıl yapılacağını öğrenmek için okur. Kitapları, öğrendiği şeyleri, oyunları pratiğe döker. Kısa kitapları okumayı sever. Kısa dönemli çalışmalardan hoşlanır, parça parça çalışmaktan hoşlanır, yere uzanarak çalışmaktan hoşlanır.

Okuldaki güçlükleri

Okunaklı el yazısına sahip değildir. Dışa dönük, rahattır. Uzun süre oturamaz. Kelimeleri doğru okuma ve kullanmada sıkıntı yaşar. Duyulan, görülen ve yapılan şeyleri hatırlamakta zorlanır. Fiziksel bir hareket olmaksızın duygularını açıklayamaz. Uzun süre herhangi bir eylemi devam ettiremez.

Genel değerlendirme

Oldukça hareketli olurlar. Sınıfta yerlerinde duramazlar. Sürekli hareket halindedirler. Tahtayı silmek, pencereyi açmak, tebeşir getirmek, kapıyı örtmek hep onların görevi olsun isterler. Uzun müddet oturmaya zorlanırlarsa derste ne olup bittiğini anlamaz hale gelebilirler. Bu hareketlilik uygun işlere yönlendirilmezse genelde sınıfta problem çıkarırlar. Genellikle istenmeyen öğrenci haline gelirler. Tahta-tebeşir-anlatım ders işleme sisteminden en az yararlanırlar. Bu nedenlerden dolayı da yaramaz, tembel ya da zeki olmadıkları ileri sürülebilir. Dersin anlatılması veya görsel malzemelerle zenginleştirilmesi bu tür öğrencilere beklenildiği ölçülerde katkı sağlamaz. O nedenle sınıflarımızda ideal ders araçları olarak kabul edilen şema, harita, fotoğraf gibi görsel araçlar görsel öğrencilere göre kinestetik öğrenciler için daha az değer taşır. Anlatımdan da yararlanamazlar. Öğrenebilmeleri için mutlaka ellerini kullanabilecekleri, yaparak yaşayarak öğrenme dediğimiz yöntemlerin kullanılması gerekir. Sınıf yerine okul bahçesi ve ya laboratuarda dokunarak, ellerini kullanarak, olayların içinde yaşayarak en iyi öğrenirler.  Çalışırken sık sık ara vermeye gereksinim duyabilirler. Sözcükleri ya da sözel bilgileri öğrenirken onları kuma yazması ya da kilden yapması gibi öğrenirken ellerini kullanabilmesi, ders çalışırken hareket edebilmesi öğrenmesini kolaylaştırabilir. Örneğin küçük çocuklar çarpım tablosunu öğrenirken ip atlayabilirler.


HEDEFLERİMİZ TOMBUL OLSUN

TOMBUL ne demektir?

Hedeflerimizi belirlerken dikkat etmemiz gereken konuların başlıklarınının kısaltmasıdır. Bu konulara dikkat ettiğimiz taktirde başarılar peşi sıra ardımızdan gelecektir.

Hedeflerimizi belirleme konusunda “TOMBUL” un önemi hakkında konuşalım. Hedeflerimiz ;

Tatmin edici olsun ,

Ortak olsun,

Mantıklı olsun ,

Belirgin olsun ,

Ulaşılabilir olsun ,

Limitleri belirli olsun.

                     Tatmin edici olsun. Çünkü tatmin olmadığımız bir hedef bizi motive edemez Böylece ona ulaşmak için gerekli olan hırsınızın kaybolması kaçınılmazdır. .

Örneğin iyi insan olmak bir hedef değildir. Bu sizi tatmin etmekten uzaktır. Ben paylaşımcı ve yardımsever bir insan olacağım dediğinizde bu sizi tatmin edecektir. Çünkü nasıl bir yol izleyerek iyi bir insan olacağınızı belirtmiş oldunuz.

                     Ortak olsun çünkü hedefimizi belirlerken diğer hedeflerimizle çakışmaması gerekir.

Örneğin tiyatrocu olmak ve sağlık meslek lisesini kazanmayı istemek bir hedef değildir. Çünkü ikisi çakışır.

Fakat TV Radyo’nun yanında, sanat eğitimi almak istiyorum iyi bir hedeftir. Çünkü birbirini destekleyen ortak alanlardır.

                     Mantıklı olsun. Çünkü mantıklı olmayan bir hedef bizim için değersizdir.

Örneğin güneşte yaşamak istiyorum bir hedef değildir. Güneşi gözlemleyip onunla ilgili bütün bilgilere ulaşmak istiyorum iyi bir hedeftir çünkü olabilirliği vardır.

                     Belirgin olsun çünkü belirsiz bir hedef bizim rotamızı gösteremez.

Örneğin üniversite sınavına hazırlanan bir öğrenci için “Elimden gelenin en iyisini yapmak istiyorum” bir hedef değildir. Fakat “Ben 450 puan almak istiyorum” iyi bir hedeftir.

                     Ulaşılabilir olsun. Çünkü ileride ben zaten ulaşamam diyerek umutsuzluğa kapılmayalım. Örneğin sözel dersleri kuvvetli bir öğrencinin matematik öğretmeni olmak istemesi iyi bir hedef değildir fakat tarih öğretmeni olmak istemesi iyi bir hedeftir.

                     Limitleri belirli olsun. Çünkü sınırları belli olmayan bir hedef bizim yönümüzü bulmamızı engeller.

Örneğin başarılı olmak iyi bir hedef değildir. Fakat Matematik alanında çok başarılı olmak iyi bir hedeftir. Burada önemli olan hedefin belirlenmiş olmasıdır. Unutmayın hedefiniz sizin gideceğiniz yolu gösterir motviasyon ise sizin harekete geçme enerjinizdir.


Üniversite Tecihleri Yapılırken Dikkar Edilmesi Gereken Hususlar

Sınav Sonuçlarının açıklanması ile bir seçim telaşı başladı. Yine her sene olduğu gibi mutluluklar, hayal kırıklıkları, neye göre tercih yapacağım gibi sorular kafalarda sürekli olarak dolaşıyor.

Soru : Tercihleri yaparken alınan puanlara göre mi yoksa Başarı Sıralaması mı öncelikli olmalıdır?

Cevap : Başarı Sıralamanıza göre olmalıdır.

Bu sorunun cevabı 30 sene öncesinde yüzdelik dilime göre olurdu. Ancak günümüzde yüzdelik dilime düşen öğrenci sayısı yüzbinleri bulabiliyor. 

Soru :Tercihleri yaparken sıralamamızın hangi aralıkta olması gerekiyor?

Cevap : Genel olarak %20 aşağısı ile %20 yukarısı aralığı idealdir. 

Örneğin sıralamamız 10 bin ise ; 8 bin ile 12 bin arasında tercih yapılabilir. Sıralamamız 250 bin ise ; 200 bin ile 300 bin arasında sıralama yapılabilir.

Not: Bu aralık dışında üst sıraya bir veya iki tane daha üstte tercih yapılabilir. Çünkü bazen sınava giren öğrencilerin çeşitli sebeplerden süprizler yaşandığı da olmaktadır.

Aynı şekilde alt sıralar için dah dğşük tercihleri beş taneyi geçmemek şartıyla yapabilirsiniz, kendinizi garantiye almak adına. Ama her şartta gitmeyeceğiniz okulları tercih etmeyin. Çünkü bu size bir sonraki sene ÖSYM tarafında orta öğretim puanınızda düşme olarak geri dönecektir.

Soru : Sıralama yaparken benim daha çok istediğim bölümün sıralaması 15 bin iken istemediğim bir bölüm 14 bin sıralamada. Benim sıralamam 13 bin ise ön sıraya kendi istediğim bölümü yazarsam "Ölü Tercih" durumu oluyor mu?

Cevap : Evet . Ölü Tercih kavramı tam olarak bu. Ancak unutulmaması gereken konu şu ki bu sıralamalar bir önceki yıl alınan sonuçlara göre belirlenmiştir. Sizin girdiğiniz sene bu durum değişip sizin alt sırada yazdığınız bölüm üst sıraya gelebilir. Hem de önceliğiniz sizin tercihiniz doğrultusunda sevdiğiniz bölümün sizin tercihlerinizde üst sırada yer alması dah doğrudur. Ancak bunu 10 tane alt sıradaki bölümü üste yazmak şeklinde yapmak doğru değildir. En fazla bir iki tercihinizi bu şekilde yapmaya özen gösteriniz.

Soru : Gelen sonuca göre benim tercih edeceğim bölüm yok, acaba bir sene daha hazırlanmalı mıyım?

Cevap : Bu şartlarınıza bağlı olarak değişik şekilde cevaplanacak bir soru. Şöyle ki bir sene daha hazırlanıp daha yuksek bir derece almanız konusunda ciddi bir avantaj olabilir ancak, bir sene daha aynı , hatta daha yüksek bir motivasyon ile çalışabilmek çok kolay değildir. Bu konuda size bir Eğitim Koçu desteğinin oldukça faydası olacaktır. Bir eğitim kurumundan destek alınması ile birlikte ayrı bir Eğitim Koçu size olası bir performans kaybınız olduğunda bunun farkına varmanızı ve sizi bu durumdan çıkaracak bir strateji uygulayabilecektir. Özellikle destek alınan eğitim kurumunun dışından bir profesyonel olması sizin adınıza daha doğru olacaktır. Bu konuda destek almak isteyen öğrencilere destek Ediz Hoca olarak hizmet vermekteyim. Farklı illerden bugüne kadar çeşitli öğrencilere hizmet vererek üniversiteye yerleşmelerine yardımcı oldum.

Haftalık Program Nasıl Yapılır?

Öğrencilerin en çok zorlandığı konu haftalık program yapmaktır. Çünkü yaptığı programa uymak her zaman kolay olmuyor. Nasıl yapacağı ve nelere dikkat etmesini bildiği taktirde bu programı yapması ve uyması çok zor değil.

Öncelikle program ne için yapılır?

Program yapmak bize otokontrol yapabilmek için gereklidir. Sınav sonucuna göre değil de;

Kişinin Özelliklerine,

Kişinin Çalışma Temposuna,

Kişinin Koyduğu Hedeflere bağlı olarak değişiklik gösterecektir.

Öğrenciler için program yapmak için öncelikle okuldaki haftalık programı kendi yapacağı programa koyması gerekmektedir. Sonrasında yapılacak olan daha basittir. Birinci olarak o gün içerisindeki dersler için tekrar ve soru çözümlü ( Verilen Ödevler de buna dahil edilebilir) uygulama zamanı ayırmak. Bu sürelere ertesi gün derslerini de ön hazırlık olarak programa yerleştirdiğinde program tamamlanmış olur. Ama bunun yapılması kadar önemli olan ise ayrıca bir deftere gün gün çalıştığı dersi, konusunu da yazarak ne kadar süre çalıştığını , ne kadar süre ve kaç tane soru çözdüğünü not alması gerekiyor.

Haftalık programının en altına ise toplam ders çalışma süresini ve toplam çözdüğü soru sayısını yazması çok önemli. Çünkü Pazar gününü de aynı şekilde programa işledikten sonra hafta boyunca toplam ders çalışma süresini ve toplam çözdüğü soru sayılarını görme şansı olacak. Aynı sistemi ikinci hafta da uyguladığında bir önceki hafta ile bulunduğu hafta arasındaki performansı değerlendirme şansını bulacak ki kendi durumunun farkına varabilsin.

Böylelikle hangi dersten ne kadar çalıştığı,

Hangi dersten ne kadar soru çözdüğünü,

Hangi dersten yeterince çalışma yapıp yapmadığını görerek bir sonraki hafta için gereken düzenlemeyi yapabilme şansını yakalamayı,

Bu yaptığı çalışmanın karşılığında ne kadar fayda gördüğünü görme şanslarını yakalayacaktır.

Haftalık programı bir excel dosyasında oldukça kolay hazırlayabilir. Bu programın üzerine de tarihleri ekleyerek her hafta yeni bir program yapmak zahmetine girmez.

Ayrıca böylelikle okulda veya kurslarda yapılan programlara uymak zorunluluğundan da kurtulur. Çünkü buralarda yapılan programlar çoğu zaman öğrencilerin durumlarını gözetmeksizin ideal çalışma programları oluyor. Bu da maalesef çoğu zaman ilk haftadan programa göre hareket edemeyen öğrencinin programdan top yekün soğumasına neden olmaktadır. Halbuki kendi yaptığı programda her hangi bir aksama olduğunda bunu düzenlemesi birilerini beklemek zorunda kalmayacak ve zaman yitirmeyecektir.

Programda olan hastalık gibi veya beklenmeyen aksilikler olabileceğini unutmamakta fayda vardır. Ancak  unutulmaması gereken konu “En Kötü Program Bile Programsızlıktan İyidir” ilkesi ile hareket etmektir.

  1. Hafta 30/01 – 05/02 / 2023
Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar
Okul Ders Programı buraya işlenecek

45 dakika konu

50 soru

Bu günlük toplamları defterdeki tutulan notlardan eklenmesi ve Pazar gününün de değerlerini yazdıktan sonra konu ve soru zamanlarının toplamı tablonun en altına not alınır.

Defter Notları ise şu şekilde tutulmalıdır

Pazartesi :

30 dakika Türkçe Dilbilgisi Noktalama İşaretleri,

 Matematik 25 soru Çarpanlara Ayırma 20/25/30/45 dakika gibi

Salı :

Gibi devam etmelidir.

Ücretsiz bilgi almanız için sizi arayalım!